Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Fatih Erbakan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, birtakım açıklamalar yaptı.
“YENİ GÖRÜŞMEYE GEREK KALMADI”
Suat Kılıç, AKP ile ittifak görüşmeleri hakkında sıcak gelişmeyi aktardı:
“İttifak görüşmeleri yapıldı. Heyetler arasındaki görüşmeler tamamlandı. Bundan sonrası için ittifak görüşmeleri ya da heyetler arasında yeni bir buluşma, yeni bir görüşme yapmaya doğrusu gerek kalmadı. Taraflar söylediler, dinlediler, anladılar ve ayrıldılar. Biz ittifak sürecinin daha fazla uzaması düşüncesinde değiliz. Bu konuda Yeniden Refah Partisi Merkez Yürütme Kurulu’nda değerlendirmesini yapmıştır. Genel Başkanımız gerekli gördüğü diğer değerlendirme ve istişareleri yapacaktır. Nihai kararını önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacaktır. 31 Mart yerel seçimlerine yönelik ittifak arayışlarına ilişkin Yeniden Refah Partisi’nin görüş ve yaklaşımı Genel Başkanımız sayın Fatih Erbakan tarafından cuma günü saat 14.30’da İstanbul’da düzenlenecek basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulacaktır. Dolayısıyla Yeniden Refah Partisi olarak kamuoyunu yeterince meşgul eden bu konudaki görüşümüzü Genel Başkanımızın yapacağı açıklamayla Türk toplumuyla paylaşmış olacağız. Alınacak kararın, atılacak adımların herkes için, hepimiz için, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, temenni ediyoruz.”
“BU AYLIKLA GEÇİNMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Kılıç, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaş artış oranlarındaki adaletsizliğin üzerinde durduklarını belirterek, “Nihayet bu adaletsizliğin giderilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Zar zor da olsa taksit taksit de olsa emekli maaşlarının artış oranlarında denge, adalet sağlandı. Ancak en düşük emekli aylığı hala 10 bin lira düzeyinde. Bu aylıkla geçinebilmek mümkün değil. Yeniden Refah Partisi olarak hep söylediğimizi bir kere daha tekrar ediyorum. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekilmelidir. En düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyine çekildiği takdirde açlık sınırının altındaki idare etme durumu dengelenmiş olacaktır. Türk-İş’in ocak ayı verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 15 bin 48 liraya yükselmiş bulunmakta. Asgari ücret 17 bin lira, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 15 bin 48 lira. Ve en düşük emekli aylığı 10 bin 300 lira. Emeklilerimizin açlık sınırının altında bir yaşama mahkum edilmemesi lazımdır. Düzenli bir şekilde neredeyse her gece yapılır hale gelen akaryakıt zamları ulaşım giderlerini, ulaşım giderleri de gıda enflasyonu üzerindeki baskıyı günden güne artırmaktadır. Bu arada en düşük emekli aylığıyla açlık sınırı arasında 5 bin liralık bir açık oluşmuş bulunmaktadır. Bu açığı kapatmak ekonomi yönetiminin görevidir” dedi.
“EKONOMİDEKİ BU KÖTÜ YÖNETİM ANLAYIŞI TERK EDİLMELİ”
“Ekonomi yönetimi, heterodoks ekonomi modelini denedi, olmadı. Şimdi Ortodoks ekonomi modeline geçildi. Görünen o ki, çalışanların maaşlarına özlük haklarına, emekli maaşlarına ve açlık sınırına bakıldığında Ortodoks ekonomi modeliyle de bu işin beklenen neticesi alınmayacak. 1 litre mazot, son bir haftada gelen üç zamla 43 liraya ulaşmış bulunuyor ve bu geceye ilişkin de akaryakıtın litre fiyatına yeni zamlar yapılacağına ilişkin sinyaller geliyor. Antalya’dan gelen domatese, Adana’dan gelen narenciyeye hasılı A’dan Z’ye tüm gıda ve tüketim maddelerine akaryakıt zamları birebir yansıtılıyor. Enflasyon hedefinin bu akaryakıt zamlarıyla tutabilmesi mümkün değildir. Gıda enflasyonu durdurulmadan, mutfaktaki enflasyon ateşi söndürülmeden yıllık enflasyon hedefinin hedeflemesinin tutması mümkün değil. Dolayısıyla faiz hedeflerini tutunabilmeleri de mümkün değil. Türkiye’nin bu borç faiz sarmalından çıkması ne heterodoks ekonomi model ile mümkündür ne Ortodoks modelle mümkündür. Ekonomideki bu kötü yönetim anlayışının terk edilmesi, Türkiye’nin bu göstergelerden kurtulması ancak milli görüş ekonomisine dönmekle mümkündür. Adil düzen ekonomisine dönmekle mümkündür.”